DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari fiyatın memleket sorunu haline geldiğini belirterek “Siyasi iktidar bu ülkenin tüm bedellerini ve hoşluklarını üreten emekçi sınıfını ve işçileri bir sefer daha yoksulluğa mahkûm ettiğini göstermiştir “dedi.
DİSK, dün 2023 yılı için geçerli olacak taban fiyatın 8 bin 506 lira olarak açıklanmasının akabinde, bugün evvel Hazine ve Maliye Bakanlığı sonra Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı önünde açıklama yaptı. Konfederasyon yöneticileri, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde “Gelirde adalet vergide adalet” talebiyle topladıkları imzaları Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ilettikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde 2023 yılı taban fiyatına ait açıklama yaptı.
Asgari fiyat “memleket meselesi” haline geldi
DİSK Başkanı Çerkezoğlu, önce Hazine ve Maliye Bakanlığı’na vergi adalet” talebiyle topladıkları imzaları temsil ettiklerini belirterek; “Şimdi de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önündeyiz. Günlerdir herkes nefesini tuttu, dün Cumhurbaşkanı tarafından milyonlarca personelin ailesiyle birlikte geçineceğini, meskenine götüreceğinin ne kadar olacağını belirleyeceği minimum fiyatı açıkladı. Dünyanın hiçbir yerinde taban fiyat bu kadar konuşulmaz zira sembolik bir fiyattır, minimum cürette çalışanların oranı yüzde 2-3’ü geçmez. Lakin Türkiye’de her iki şahıstan birinin aldığı fiyat her iki şahıstan birinin geçinmek zorunda olduğu fiyattır taban fiyat o nedenle memleket sorunu haline gelmiştir” dedi.
DİSK olarak öncelikli problemlerinin Türkiye’nin taban ücretliler toplumu olmasından kurtulması gerektiğini lisana getiren Çerkezoğlu; “Bunun yolu sendikadır, sendikal hakların kullanılmasıdır. DİSK olarak diyoruz ki taban fiyat değil toplu mukavele. Toplu pazarlıkla fiyatlarımızı belirlemek istiyoruz” dedi.
İnsanca bir ömür sürmenin yolunun sendikalı olmaktan geçtiğini savunan Çerkezoğlu, “Dün grevlerin yasaklanmasına karşı grev yaparak grev hakkımıza sahip çıkıyoruz. Emeğimize, ekmeğimize sahip çıkıyoruz. Şayet emekçi sınıfı örgütsüz, sendikasız olursa işte dün olduğu üzere milyonlarca personel ve ailesi ülkeyi yöneten siyasi iktidarın ve patronların iki dudağın ortasından çıkacak bir taban fiyata mahkum olur” diye konuştu.
“Yoksulluğa mahkum edildi”
Türkiye’deki yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, geçim kaygısı karşısında personellerin dayanamaz hale geldiğini vurgulayan Çerkezoğlu, “Asgari fiyat 8 bin 500 lira üzere, bugün dört kişilik bir ailenin yalnızca besin harcaması olan açlık sonunun biraz üzerinde, yoksulluk sonunun ise çok çok uzağında belirlenerek milyonlarca emekçi ve ailesi açıkça yoksulluğa mahkum edilmiş durumdadır” diye belirtti.
Çerkezoğlu, Türkiye’de yüksek enflasyon şartlarından ve gelir adaletsizliğin büyüdüğünü belirterek şöyle devam etti:
“2023 yılı taban fiyatı patronlar ve hükümet tarafından tek taraflı olarak belirlenmiştir. Siyasi iktidar ve işvereneler eliyle milyonlarca emekçi ve ailesi açıkça yoksulluğa mahkum edilmiştir. Minimum fiyat belirlenirken insani ve hukuksal kriterler de dikkate alınmamıştır. Minimum Fiyat Tespit Komisyonu’nun fiilen lav edildiğini göstermiştir. Cumhurbaşkanın, minimum fiyatı saptama yetkisi bulunmamaktadır. Minimum fiyat, komite tarafından değil Cumhurbaşkanı ve patronlar tarafından belirlenerek ilan edilmiş ve yeni bir hukuksuzluğa imza atılmıştır.”
“Asgari fiyat hiçbir inandırıcılığı kalmayan resmi enflasyona nazaran belirlenemez”
2023 yılı taban fiyatının açlık hududunun biraz üzerinde ve yoksulluk hududunun çok uzağında olduğunu kaydeden Çerkezoğlu, “Her vakit söyledik, yoksulluk sonunu dikkate almayan bir minimum fiyat milyonları açlığa ve yoksulluğa mahkum etmektedir. Hala Türkiye’de bütün milletlerarası standartlara karşıt bir biçimde tek bir personel üzerinden belirlenmiştir. Taban fiyat yalnızca enflasyona üstelik de hiçbir inandırıcılığı kalmayan resmi enflasyona nazaran belirlenemez dedik. Duyuyoruz, ‘Asgari fiyatı enflasyona ezdirmedik’ diye biliyoruz TÜİK enflasyonu hakikat ölçmüyor. Halbuki yapılması gereken gerçek enflasyonun karşısındaki kaybın giderilmesidir” dedi.
Asgari fiyat tespit sürecinde TÜİK’in yaklaşık 2 yıldır müdahil olmadığını anlatan Çerkezoğlu, “TÜİK, her yıl komiteye bir emekçinin taban geçim maliyetini hesaplayarak masaya sunmakla yükümlüdür, misyonudur bu fakat 2 yıldır belirlenecek sayı bunun da altında kalacağı için bu misyonunu yapmıyor. İktidara ya da iktidarlara yaranmak, iktidar partisinin siyasi çıkarlarına değil kamuya hizmet etmek yükümlüdür TÜİK. Minimum fiyatın belirlenmesi sürecinde bu kriterler bile dikkate alınmadı” diye konuştu.
“İktidar bir defa daha tercihini ortaya koydu”
Asgari fiyatın açıklandığı masadaki fotoğrafın çok şey anlattığını lisana getiren Çerkezoğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Belirlenen bu taban fiyatla siyasi iktidar bir defa daha tercihlerini ortaya koymuştur. Bu tercihle siyasi iktidar bu ülkenin tüm pahalarını ve hoşluklarını üreten personel sınıfını ve işçileri bir kere daha yoksulluğa mahkûm ettiğini göstermiştir. Hepimizin çalışarak ürettiği ulusal gelirden, toplam bedelden çalışanlar, işçiler, emekliler, halkımız hissesini almayacaktır demiştir. Bu minimum fiyatla siyasi iktidar zengini daha güçlü fakiri daha fakir yapan bu sistemi devam ettireceğini ilan etmiştir. Siyasi iktidar fakirden alıp zengine veren siyasetlerinin devam ettiğini söylemiştir. Bu minimum fiyatla siyasi iktidar bir kere daha personelleri, işçileri onların çoluğunu, çocuğunu, ailesini açlıkla, yoksullukla yüz yüze bıraktığını açıkça söz etmiştir.”
2023 minimum fiyatın kısa bir müddet sonra açlık sonunun altına gerileyeceğini öne süren Çerkezoğlu, “DİSK’in önerisi bir konutta en azından iki kişi çalıştığı vakit o meskene bir yoksulluk sonu kadar minimum fiyat girebilmesi ve bu türlü belirlenmesiydi. Belirlenen fiyat bunun çok uzağında ortaya çıktı” dedi.
(ANKA)